Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından devlet milletiyle seferber oldu ve yaralar sarılmaya devam ediyor.
Sorunların siyasi duruşlarımızla değil, insani yaklaşımlarımızla aşılabileceğini belirten Süper Haber yazarı Prof. Dr. gerçekçi olmak gerekiyor”
İşte Prof. Dr. B. Zakir Avşar’ın “Sakinleşelim, sağduyu ile yaraları saralım…” başlıklı yazısı;
Uzun yıllar üniversitede öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. Pandemi sürecinde okulların uzaktan eğitime dönmesi herkes gibi beni de üzdü ama başka çaresi yoktu. Pandemi yılları ülkemize ve öğrencilerimize büyük bir maliyet getirdi.
Şimdi yaşadığımız büyük deprem felaketi nedeniyle örnek bir karar almış bulunuyoruz. Hayırlı olsun. Yaraları sarmaktan başka önceliğimiz olamaz. Bundan dolayı alınan kararı üzülerek uygulamak durumundayız.
Bu kararın eğitim süreçleri, ülkemiz ve gençlerimiz açısından bir bedeli olmayacağını hiçbirimiz düşünemeyiz.
Ama aynı zamanda gerçekçi de olmalısınız.
Kış mevsimindeyiz, ülkenin dörtte birini etkileyen bir deprem var ve bu bölgelerde 15 milyon insan yaşıyor.
Şu anda bir milyon yüz bini geçici barınaklara dağılmış durumda. Bir kısmı da akraba ve akrabalarının olduğu yerlerde bulunuyor.
Can kaybı 32 bine ulaştı. O kadar yüksek görünüyor ki yükselecek.
“GERÇEKLER AÇIK, EN AZ 150 BİN KONUT GEREKLİ”
Afet bölgesinde hasar tespit çalışmaları devam ediyor. Bu hafta bitiyor sanırım. Şu ana kadar ortaya çıkan asıl açık en az 150 bin konut ihtiyacı olması. Bu sayı mutlaka artacaktır.
Bölgenin sunduğu tehlikeler, yıkılan evler, işyerleri, panik, travmalar ve ruhsal sorunlar insanları en azından bir süreliğine bu şehirlerden uzaklaştıracak.
Bütün bunlar göz önüne alındığında, Hükümetin KYK Yurtlarını kalıcı olarak barınak haline getirme kararı kesinlikle doğrudur.
Deprem sadece on bir ilde meydana geldiği için sorun bu illeri de kapsayan bir sorun olarak görülebilir mi; Konuların analizini elbette burada arayacağız ama hep birlikte üreteceğiz.
Bu nedenle eleştirilerimizde ılımlı, tekliflerimizde ise rasyonel hareket etmeliyiz.
“OTELLERİN TOPLAM YATAK KAPASİTESİ 1 MİLYON 600 BİN”
Ülkemizdeki otellerin toplam yatak kapasitesi 1 milyon 600 bin civarında. Bunların yedi yüz bini Antalya’da bulunuyor. Yıkılan vilayetlerimizde yüz bine yakın kaldı.
Vatandaşımızın sayısı ve ihtiyaçları dikkate alındığında sorunun misafirhane ve otel bazlı analizleri çok gerçekçi değil.
Keşke böyle bir şey olsa ama kamu hizmetlerinin devamı ve sağlıklı işleyebilmesi açısından misafirhanelerin, yurt içindeki otellerin ise insan hareketliliği ile ilgili işleri yürütme kapasitelerinin açık olması kuraldır. tüm vatandaşlar için. Üstelik misafirhanelerin çoğu afetzedelerle doluydu. Aynı şekilde Antalya da şu anda belirlenen yatak kapasitesinin üzerinde mağdurlar için otellere ev sahipliği yapıyor.
Faturanın üniversitelere ve öğrencilere gittiği iddiası da sağlıklı değil. Halkın elindeki en yüksek kapasiteli barınma yurtlar tarafından sağlanabilmektedir.
Ağır kış şartlarında vatandaşlarımızın tamamını çadır ve konteynırlarda barındırmak mümkün değil.
Öte yandan kalıcı konut yapımında amaç, imkan ve kabiliyetlerin bir an önce yoğunlaştırılması gerekmektedir. Bir süreci mümkün olan en hızlı şekilde yürütmemiz ve aslında kıt kaynaklarla en verimli sonuçları almamız gerektiğinin bilinciyle hareket etmeliyiz.
Türkiye’nin büyük sanayicileri, işadamları, holdingleri ve hayırseverlerinin illerde kalıcı konutlar için sorumluluk almalarının zamanı geldi. Tıpkı BAYKAR gibi ilk 500 ve 1000 içinde yer alan sanayi ve ticaret teşkilatımızın bu millete geri dönmesi sorununun kolay tahlil edilebilmesi için elzemdir.
Siyasi duruşlarımızla değil, insani yaklaşımlarımızla sorunun üstesinden gelebiliriz.
Ardından sarsıntı ve afetlerle ilgili en önemli ve kararlı politikalar için el ele verir, bugünlere nasıl geldiğimizin hesabını verir, hesap sorulacaksa hesap sorulur, eleştirilirse eleştirilir. . Ama artık değil. Şimdi yaraları saralım…
duragan-ajans.com.trserinhisarajans.xyzselendiajans.xyzsehitkamilajans.com.tr
